22 Şubat 2014 Cumartesi

YENİ BİR BAŞLANGIÇ VE AİLECE YAPILAN GÜZEL, LEZZETLİ MUFFİNLER






Merhabalar, biliyorum çok düzgün bir blog yazarı değilim; ancak uzun zamandan sonra ara vermeden her konuda yazmak istiyorum. O yüzden ilk başta muffin tarifi ile işe başlamak istiyorum. Bu lezzetli ve muhteşem görünen muffin tarifini eşimle birlikte yaptık, aslında kızım Azra'nında katkıları var. Bu yüzden arkadaşlarımız ve Azra'nın arkadaşları tarafından çok beğenildi sanıyorum.


MALZEMELER:
9 adet muffin için:
* 1 yumurta
* 1 su bardağından bir parmak az şeker
* 1 çay bardağı sıvıyağ
* 1/2 su bardağı süt
* 1 su bardağı un
* 2 çorba kaşığı kakao
* 1 paket vanilya
* 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
* Dilerseniz bir portakalın rendelenmiş kabuğu

Üzeri için:
*1 paket sütlü çikolata
* pasta süsleri




   Eşimle yaparken bize 9 tane yetmez diyerek 2 katı malzeme ile yaptık; ama tarifin aslı yukarıdaki gibidir. öncelikle yumurta ve şekeri, bir kapta güzelce karıştırıyoruz. Sıvıyağ ve sütüde ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Başka bir kapta unu ve kabartma tozunu eliyoruz üzerine vanilya ekledikten sonra karışıma yavaş yavaş  ekliyoruz. Normal kek hamuruna göre daha akışkan kıvamlı olan kek karışımımıza kakao ve rendelenmiş portakal kabuğunu ekliyoruz. Benim gibi portakal kabuğunu pek sevmeyenler için bile katılmasının lezzet vereceğini şiddetle öneriyorum. ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin.
     Tarifi,lezzet dergisi sayfalarından alınan bu lezzetli keki ben ve ailem çok beğendik.Ayrıca kek yapmak, çocuklarınız ve eşinizle yapacağınız keyifli bir eğlenceye de dönüşebiliyor.


12 Eylül 2012 Çarşamba

Otizm ve Farkındalık...

 
Çocukların karşılaştığı her sorun ve her durum beni çok etkiliyor. Otizmde onlardan bir tanesi aslında. Otizm hakkında çok fazla şey bilmiyordum. Sadece televizyonda dikkatle dinlediğim bir hanımdan öğrendiklerimdi bildiklerim...
   Aslında otizm ile daha çocukluğumda tanışmıştım. Köyümüzde konuşma zorluğu ve istemsiz yaptığı el hareketleriyle sorun yaşayan bir kız vardı. Tabi çocukken anlayamamıştım ne kadar zor bir durum olduğunu.
   Amaa... Anne olunca insan daha çok etkileniyor, daha çok merak ediyor, araştırıyor. Aslında çocukluğumda gördüğüm o kızdan başka otizmli tanıdığım kimse yoktu, ta ki Ramazan bayramı öncesi tanıştığım yakışıklıyı tanıyana dek...

   Adı Tolga'ydı. Otobüste karşılaşmıştım ve hissetmiştim bir sorun olduğunu ve bu yüzden ne ona ne annesine doğru düzgün bakamamıştım bile annesini üzmemek için. Çocukları gördüğüm zaman tanışma ve sevme alışkanlığımdan dolayı dayanamayıp tanışmak istedim bu içine kapanık güzel yüzlü çocukla. Camdan dışarı bakıyordu, biraz yorgun biraz halsiz bir şekilde. Annesi onu lunaparka götürdüğü ve orada çok eğlendiği için yorulmuştu. Belkide o yüzden bana hiç bakmamıştı bile.
  Biraz koluna dokundum ama pek dikkatini çekemedim ve adını sordum aslında sadece dikkatini çekmek ve bana bakmasını sağlamak istiyordum. Annesi o isteksiz olmasına rağmen TOLGA dedirtti ve Merhaba demesini istedi ve Tolga bana "merhaba" dedi.
  Evet otizmin erken teşhisle neredeyse tamamen yok olabileceğini ama yinede aslında beklemiyordum, o yüzden ismini söylediğinde önce şaşırdım ama çok mutlu oldum.
  Daha sonra otobüsten inene kadar annesiyle konuştuk ve şu anki merkeze gideli daha 1 sene olduğunu ve başarılı olduklarını anlattı. Tolga'nın annesiyle konuştukça anladımki otizm ve bu durumu yaşayan çocuklar hakkında çok az şey biliyormuşum.
  Eğitim sistemindeki problem Tolga içinde geçerliydi. Yeni sisteme göre okul yaşı gelmişti ve sistem otomatik olarak Tolga'yı evlerinin yakınlarındaki bir okula kaydetmişti. Ailesi Tolga'nın durumu için okulla konuşmuş ve kaynaştırma sınıfına alınabileceği söylenmiş ama konuşmaya yeni başlamış ve sosyalleşme konusunda problem yaşayan bir çocuk için kaynaştırma sınıfı bile erken değilmiydi?
  Tolga zeka geriliği olan bir çocuk değildi aksine daha iyiydi. Sadece konuşma konusunda sorun yaşıyordu bana göre. Tolga 10'a kadar saymayı biliyordu. Aslında beni en çok etkileyen annesinin
"yıllardır çekirdek ayıklayıp ağzına veriyordum geçen akşam o ayıklamış bana yedirmek istedi." Bu sözü duyduğumda çok mutlu oldum ve Tolga'nın bu sorunu atlatabileceğine olan inancım daha çok arttı.
  Tolga ile tanışmam bana otizm ile ilgili çoğu şeyi ya az ya hiç bilmediğimi hatırlattı. Bu yüzden de Tohum otizm vakfının sitesini inceledim ve otizmi olan çocuklara soyut ifadelerle değil daha somut ifadelerle yaklaşmak gerektiğini öğrendim.

  Daha sonra Berya'nın Kaleminden blogunda otizmli bir yazar Birsen BAŞAR'ın kitabından bahsedildiğini gördüm.

  Otizmli çocukların yanında ve farkında olmalı. Çünkü onlarla bizim...
  Sevgiyle mutlulukla kalın.

10 Eylül 2012 Pazartesi

Azra ve İlk AnaOkul Günü



Bugün 2012-2013 Eğitim Öğretim yılı ilk zili 1. sınıf ve anaokulu öğrencileri için bugün çaldı. Ve artık alıştırma haftası da olsa onlar için çok önemli ve heyecanla dolu bir hafta olacak.

 Kızım da 48 aylık olduğu halde anaokuluna başladı, büyük bir heyecanla.
 Azra ve diğer çocuklar için bugün ilk gündü ve okuldaki ilk günümüz tanışma ve danışma günü olmasından dolayı çok kısa sürdü. Kısa da sürse yinede heyecanlı ve bir okadar güzel bir gündü, minik öğrenciler için.
  Çocuklar, ilk gün olmasından dolayı çekingen olsalarda yinede en azından yeni arkadaşlarını, öğretmen ve sınıflarını incelemeden edemediler. 
  Öğretmenimiz ise yeni bir eğitim yılı için heyecanlı ve mutluydu. Çocuklarla tek tek tanışması ve tokalaşması onları önemsediğini ve dikkate aldığını gösteriyordu. 
  Şimdilik benden bu kadar yeni şeyler ve yeni işlerle sizlerle olacağım :)
 
  Çocuklarınızla ve ailenizle sağlık ve mutlulukla kalın.
   
  yeniisler.blogspot.com

6 Eylül 2012 Perşembe

Yeni bir blog yeni yayınlar...

   merhabalar,
   www.yildizsepeti.blogspot.com adresindeki bloğumu bazı sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kaldım. Ama şimdi daha farklı bir isimle daha farklı ve yeniislerle karşınızdayım.
   Burada olmayı ve sizi takip edebilmeyi seviyorum.